FUHUŞTURUCU REJİM/KİRLİLİĞİ… Yazıyooorrrrr Yazıyooorrrr….

Kürşat Cücük

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

FUHUŞTURUCU REJİM/KİRLİLİĞİ…
Yazıyooorrrrr
Yazıyooorrrr….
Görsel ve yazılı basınla birlikte ,sosyal medya haberlerinin toplumsal heycanı ve merak duygusunun taban yaptığı konular ahlaki çözülmeler dir.. İnsanlık ezenler ve ezilenler olarak iki kampa bölündüğü günden beri ahlak ve ahlaki normlar, ezenler ile ezilenler arasında bir savaş alanıdır. Özellikle kapitalizmle beraber bu mücadele daha da keskinleşmiş ve karmaşıklaşmıştır. kapitalizmin geldiği nokta itibarıyla, özellikle de iletişim araçlarındaki gelişmelerin sonucu olarak, bireyin yaşamının en ince noktasına kadar girmesiyle beraber, bu dayatmanın toplumsal ve bireysel ölçekte ciddi kırılmalar, toplumsal ilişkilerde ciddi çürümeler yarattığı açıktır
Köşeyi dönme” felsefesi, günümüzde daha da gelişerek bireysel ve toplumsal ilişkilerin büyük ölçüde maddi çıkarlara göre belirlendiğini ortaya koyuyor.Turgut Özal’ın “benim memurum işini bilir” anlayışından Tayyip Erdoğan’ın “ülkeyi bir şirket gibi yöneteceğim” anlayışına uzanan kapitalist mantığın toplumun tüm kılcal damarlarına nüfuz ettiği görülüyor.
Toplumu hangi sınıf yönetiyorsa o sınıfın ahlak kuralları egemendir. Padişahlık, krallık söz konusuysa, yani feodal bir toplum yapısı varsa egemenlerin çıkarları ahlaki kurallar olarak yönetilenlerin beyinlerine işlenir.
Son yıllarda Türkiye kamoyunda sıkça dile getirilen bir sorun var: Toplum olarak ahlaki bir çöküş mü yaşıyoruz? Bu gerçeğin karşışında sadece suskun ve izleyen bir tebaa olma yolunda gitmeyi arzulayan bir psikolojik çöküntümü bu..! geleneksel ahlaki ekonomi yapısı yerini insanların hayatlarını idame ettirmek için piyasaya bağımlı hale geldikleri bir ekonomik düzene bırakıyor.
Bu süreç içinde olaylar, doğal olarak Türkiye toplumunun diğer toplumlardan farklı özelliklerini yansıtacak şekilde gelişiyor. Ve özellikle hayretler için de bırakılan kavram ‘’ dindar ve kindar nesil’’ olma bilinciyle yetiştirilen ve muhafazakar ailelerin çocukları, uyuşturucu ve ahlaki değerleri, aşan ( Toplumsal karşılığı olarak) fantazilerin uç noktadaki figürleri olmaları hem ilginç hem de tartışılır olması şaşırtıcıdır.
Zirveye tırmanırken , elinde olmadığı ancak birilerinin elinde olduğu kesin destekle tırmanan , ve koz eline geçtiğinde her türlü şantaj ve mobingle istediklerini yapmanın keyfini süren bir modeller olması ve müdedeyyin olmanın ve tartıiştırmayan bir ahlak oyunu oynayan ister istemez bir manidarlığın temsilcileri olabiliyorlar. İster istemez diyorum, çünkü “biz bize benzeriz” rahatlığını bırakmaya niyetli olmayanların sayısı epeyce çok..
Bir taraftan ise yoğunluklu bir rejim inşasının karşılığı var artık, bir taraftan sınıf kavramına karşın oluşan, kötülük modeli yerleştirmeye çalışılırken bu çöküntünün ideolojik bağlantısını da ölçmek gerekir.
Machiavelli’nin paradoksu, kötülüğü savunması ve insan ahlaki psikolojisini doğru bir şekilde teşhis etmesi üzerine kuruludur. İyi bir insan, tavsiyelerini yüksek ve düşük güven ortamları arasında ayrım yaparak takip edebilir.İyi olmak yok artık, kötü olacaksın ve kibirli takıntı sana muhtaç edecek bir tebaa yaratmanın karşılığı olacak ,çünkü bu zevk tavanını maceracılıktan çok, hayatın tüm zevklerini bencilce bulacak, ve sadece sen olacaksın dayatmasıdır ..

Dinbaz kültür ki bu inançlarıyla oluşturdukları ritüeller kıymetlidir. Dinsel düşüncede sık sık rastladığımız, insanın ve dünyanın “kirlenmesi”, “günaha” gömülmesi, doğru olandan sapması gibi temalar, mutlak bir ceza (cehennem ) düşüncesi ile birlikte işlenir. Hatta cinsellikten siyasete, hayata ait olan, neşe, zevk, tutku içeren edimler, “kirli” nitelemesi ile damgalanır, insanın kendisini bunlardan mutlak bir biçimde uzak tutması ya da “arıtması” beklenir.Bur da bu şimdi sorulmazmı, siz nerde hata yapıyorsunuz? Ve neden en fazla kirlilik sizde çıkıyor ? Bu kavramı muhafazakarlık kültü içinde ki tümler için bir ifadedir…
Yozlaşma nasıl tanımlanabilir? Bütün rejimleri ve toplumları kat eden bir yozlaşmadan söz etmek mümkün mü? Başka bir deyişle yozlaşmanın normal tanımını verebilir miyiz?En kısa tanımıyla, yozlaşma, bir kamu görevinin ya da konumunun kişisel çıkarlar yararına kötüye kullanılmasıdır.

Türkiye ne yazık ki , sinema filmlerini bile aratmayan bir mafya dizini ülkesi oldu, Kolay para kazanmanın yolunun uyuşturucu satarak , bununla birleşik bir çete kurark ünlü olmak ve lüks içinde yaşama arzusunuı bilinçli yerleştiren rejimle ortaklaşa gençler yaratmıştır. Brecht’in yazdığı oyundaki Arturo Ui,, eninde sonunda bir serseridir. Onun kişisel zayıflığının ya da gücünün pek de önemi yoktur. O, aslında, iş çevreleri, suç çeteleri ve politika arasındaki işbirliğinin, iç içe geçmelerin oluşturduğu yeni bir yönetim anlayışını temsil eden bir karakterdir. Kenar mahalle çete liderliğinden büyük mafya patronluğuna yükselmenin hikâyesidir onun yaşamı.

REKLAM ALANI

Ne kadar her yere benzediği gibi bize de benziyor, peki bu avın en can alıcı kişilikleri kimler olmalı ve kime benzemeli…Tabiki ünlüler , tv lerde ki rol modelleri ,sanatçılar kısaca toplumsal karşılığı olan güç nevaları,,neden? Onlar yapıyorsa ben neden yapmıyorum sorusu ! karşılığı af ve masumluğun çaresiz içselleştirme egosunu yaratmasıdır. Boşuna mı bu ekran yüzleri,ve inanın ki basitçe seçilen başka mahallenin çocukları oldukları için değillerdir.

Bizim için en büyük tehlike de bu olsa gerek; toplumdan ayrışarak ayrı bir varlık edinen devasa devlet aygıtları ve bürokratik mekanizma; bizim irademiz dışında, hiçbir biçimde hükmedemeyeceğimizi ve değiştiremeyeceğimiz ayrı bir güç imgesi içinde varlığını sürdürüyor.

Kapitalist sistemin kendisi baştan sona yozlaşmış bir yapıdır düşüncesini bilgi olarak tamamen doğru kabul edebiliriz. İnsanca yaşam koşullarının asgari düzeyde kurulamayacağı gibi bir anlayışa varmamız bizi büsbütün yanlışlığa doğru sürüklemez mi? Hayal ettiğimiz, özlediğimiz, beklediğimiz dünya bambaşka, evet! Ve bilinen bu tür yağma dinbaz akımlara ve cemaat özlemlerinin karşışında bu sapıkça kimlikleri deşifre etmek yurttaşlık görevi Medya sinema ve reklamlar yoluyla cinselliğin özendirilmesi, aile yapısında çözülmelere ve boşanmaların artmasına ve ahlaki anlamda gençlerin savrulmasına sebeb olmuştur.

Yağmadan elde ettikleriyle yapılan her şey uyşturucu ve fuhuş eşliğinde dir, Gerçeği ters yüz edemezsiniz , bunun üst düzey baronlarıyla, bürokrasinin iç içeliği bir rejim yaratma çabasıdır bu aslında.Kendi iç dinamiklerinde ki isyan Şamil TAYYAR bile isyan etmiş durumda olması , gün ışığının odaya geldiğidi noktadır. Çağımızın ruhu bu, rengini dindar ama ahlaksız yeni bir türden alan kanlı karanlık bir zaman aralığındayız. O yüzden tutarsız bir ideoljinin kümesi olanların geldikleri son viraj , altı boş ve bencil insan ‘ın ahlaki olarak çöküşüdür..

Ahlaki çöküş, politik tükenmişliktir…

YAZARIN SON YAZILARI
KÜRESEL ÇETE: CARGİLL .! - 7 Aralık 2025 21:13
2,3 DAHA FAZLA VİETNAM… - 2 Aralık 2025 20:25
SOL BATARYA’YA ŞARJ GEREKLİ…! - 18 Kasım 2025 01:35
BAŞ DA TAKKE, ELİNDE BAHİS…! - 2 Kasım 2025 18:55
YETER Kİ SEN UMUTLA YAŞA… - 27 Ekim 2025 22:02
ALİ DESİDERO.! - 14 Ekim 2025 20:48
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ