Asgari Ücret 22.104 TL: Hayal Mi, Gerçek Mi?
Yeni yıl yaklaşıyor, asgari ücret tartışmaları yeniden gündemde. Hükümetin açıkladığı 22.104 TL’lik rakam, bir kesim tarafından müjde olarak sunuluyor. Ancak asıl soru şu: Bu maaş, milyonlarca asgari ücretlinin hayatını gerçekten kolaylaştırabilecek mi, yoksa yalnızca rakamlarla oynanarak sunulan bir aldatmaca mı?
Hayat Pahalılığı Gerçekleri
Bugün Türkiye’de asgari ücretle geçinen milyonlarca kişi, temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Market alışverişine gidildiğinde bir kilo peynir, birkaç kilo sebze ve bir iki temel ihtiyaçla kasaya yaklaşıldığında, tutar 2.000 TL’yi aşıyor. Üstelik elektrik, doğalgaz ve su faturaları gibi zorunlu giderler bu hesaplamaya dâhil bile değil. Kira fiyatları ise büyük şehirlerde 10.000 TL’yi çoktan geçmiş durumda.
22.104 TL gibi görünen maaş, aslında bir ailenin temel ihtiyaçlarını bile karşılamaktan uzak. Vatandaş her geçen gün daha fazla ekonomik baskı altında ezilirken, yetkililer ise “büyüyen ekonomiden” bahsediyor. Ancak bu büyüme, halkın cebine yansımadığı sürece ne anlam ifade ediyor?
Yoksulluk Gizlenemez
2003 yılında bir asgari ücretlinin yıllık maaşıyla 25 Cumhuriyet altını alınabilirken, bu rakam 2023’te 9 altına kadar düştü. Bu, yalnızca rakamlardaki bir gerileme değil, aynı zamanda halkın alım gücünün dramatik bir şekilde azaldığının da göstergesi. İstatistiklere bakıldığında Türkiye ekonomisinin büyüdüğü iddia ediliyor, ancak bu büyüme kimin için? Marketten üç parça alışveriş yapan bir vatandaş, faturayı ödemekte bile zorlanıyor.
Sosyal Adalet Nerede?
Bir çocuğun eğitimi, giyimi, beslenmesi nasıl karşılanacak? Bu sorular cevaplanmadıkça, açıklanan asgari ücret ne kadar yüksek olursa olsun, vatandaş için bir anlam ifade etmiyor. Halk, artık geçim sıkıntısı çekmek değil, insanca yaşamak istiyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, ekonomik sistemdeki yapısal sorunların bir yansıması. Eğer bu ülkede adaletli bir düzen kurulacaksa, halkın refahını artıracak köklü değişimlere ihtiyaç var.
Günü Kurtarmak Yetmez
22.104 TL, halkın insanca yaşayabilmesi için yeterli değil. Bu rakam, sadece ayın başını görebilen bir yaşam sunuyor. Oysa Türkiye halkı daha fazlasını hak ediyor. İnsanlar sadece günü kurtarmak değil, geleceğe umutla bakmak istiyor. Ekonomik reformlar, gelir adaleti ve halkın alım gücünü artıracak politikalar artık bir lüks değil, bir zorunluluk.
Sonuç olarak, asgari ücret yalnızca rakamlarla güzelleştirilemez. Halkın gerçeği, markette, pazarda ve faturada saklıdır. Ve bu gerçek, değişim için güçlü bir çağrı yapmaktadır: İnsan onuruna yakışır bir yaşam!