“Gıdada Zehirli Tehlike: Topraklarımız ve Denizlerimiz Alarm Veriyor”

Tarık ŞEKER

 

Son yıllarda ülkemizde tarım ve gıda üretimine dair ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Özellikle tarımda kullanılan gübrelerden kaynaklanan nitrat ve azot kirliliği, topraklarımızı ve su kaynaklarımızı tehdit ediyor. Çiftçiler verim almak için gübreye bağımlı hale gelirken, bu kimyasalların kontrolsüz kullanımı ekosistemi felç ediyor. Bursa ve Balıkesir gibi tarımın kalbi olan bölgelerde bu sorun gözle görülür şekilde artıyor.

Balıkesir ve Bursa’da yapılan araştırmalar, tarımda kullanılan kimyasal gübrelerin yer altı sularını nasıl kirlettiğini açıkça ortaya koyuyor. Marmara Denizi’nde yıllardır gördüğümüz müsilaj felaketinin nedenlerinden biri de bu kirlilik değil mi? Tarımda kullanılan gübreler toprağa karışıyor, oradan yer altı sularına, derelere ve en sonunda denizlere ulaşıyor. Denizlerdeki ekosistem bozuluyor, balık çeşitliliği azalıyor ve sonuç olarak gıda zinciri zehirleniyor.

 

Sorun yalnızca çevresel değil, aynı zamanda sağlığımızla doğrudan ilgili. Bu kirlilik, soframıza gelen ürünlerin kalitesini düşürüyor. Yediğimiz meyve ve sebzelerin içinde birer kimyasal deposu taşıdığımızı hiç düşündünüz mü? Peki, bu sorunları çözmek için ne yapıyoruz? Maalesef, çok az.

Yerel yönetimler, çevreyi koruma konusunda etkin adımlar atmaktan uzak. Denetimsizlik, bu sorunun büyümesine neden oluyor. Örneğin, tarımda organik yöntemlerin teşvik edilmesi gerekirken, kimyasal gübrelerin kullanılmasına devam ediliyor. Gıda güvenliği için stratejik planlar yapmak yerine günü kurtarmaya yönelik politikalarla oyalanıyoruz.

Bursa ve Balıkesir özelinde düşünüldüğünde, bu bölgelerde tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için ciddi bir çevre politikası gerekiyor. Kimyasal gübrelerin kullanımını azaltacak teşvikler getirilmeli, organik tarım yaygınlaştırılmalı ve denizlerdeki kirliliği önlemek için acil eylem planları uygulanmalı. Marmara Denizi’nin karşı karşıya olduğu tehlike, yalnızca denizde değil, toprakta da çözülmesi gereken bir sorun.

Bu mesele yalnızca çevrecilerin değil, hepimizin meselesidir. Çünkü temiz bir çevre olmadan, sağlıklı bir gıda üretimi mümkün değil. Topraklarımızı, su kaynaklarımızı ve denizlerimizi koruyamazsak, çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağız?

Hep birlikte bu gidişata dur demeliyiz. Hem bireysel hem toplumsal olarak sorumluluk almalıyız. Unutmayalım ki doğa affetmez. Bugün zarar verdiğimiz toprağı, yarın bize geri vermez. Gıda güvencesi ve temiz çevre için hemen şimdi harekete geçmeliyiz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ