İmar Barışı: Güvenin Yıkımı, Evsiz Bırakılan Vatandaşlar ve Bitmeyen İmar Yasası Tartışmaları
2018’de AKP’nin çıkardığı İmar Barışı, binlerce vatandaş için bir umut ışığı olmuştu. Devlete güvenerek Yapı Kayıt Belgesi alan, büyük bir özveriyle arsalarına ev yapan insanlar, yılların birikimini bu belgeye emanet etmişti. Ancak zamanla verilen bu belgelerin geçersiz sayılması, yüz binlerce insanı hem evsiz hem de büyük maddi kayıplarla karşı karşıya bıraktı. Milyonlarca lira harcanarak yapılan evler yıkımın eşiğine geldi, devlete güvenen vatandaşlar ise mağdur oldu. Dahası, yıkım bedellerinin vatandaştan talep edilmesiyle bu yük, yine halkın omuzlarına yüklendi.
Bu süreçte dikkat çeken en önemli noktalardan biri de hükümetin “imar yasası” konusundaki tutarsız açıklamaları oldu. Bir gün yasayı esnetme vaadi sunan iktidar, ertesi gün yeni kısıtlamalar getirebileceği sinyalini verdi. Bu sürekli değişen söylemler vatandaşın hem endişesini artırdı hem de devlete olan güveni sarstı. İmar yasasının her an değişebileceği korkusuyla yaşayan vatandaşlar, kendi evleri için alınacak kararların belirsizliğinde kayboldu.
Oysa İmar Barışı, vatandaşın yasal bir güvenceyle ev sahibi olmasını sağlamak için çıkarılmıştı. Ne var ki sonrasında bu güvenceyi yerle bir eden bir uygulamaya dönüştü. Yıkımların maliyetini vatandaşa yüklemek, halkın adalet duygusuna da büyük bir darbe vurdu. Bu noktada İmar Barışı ile doğan umut, belirsizlikler ve sürekli değişen imar yasası tartışmaları yüzünden gölgede kaldı.
Bugün geldiğimiz durumda, iktidarın “imar yasası” konusundaki belirsiz açıklamaları, vatandaşın maddi ve manevi olarak sarsıldığı bir sürecin simgesi haline geldi. Artık vatandaşlar şu soruyu soruyor: “Devlet verdiği sözlerin arkasında duracak mı, yoksa bizleri yine belirsizlik içinde mi bırakacak?”