“Bu bütçe milletin hayır duasını değil, kaygısını büyütüyor”

“Bu bütçe milletin hayır duasını değil, kaygısını büyütüyor”
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, TBMM Genel Kurulunda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Teklifi üzerine yaptığı konuşmada, iktidarın bütçeyi savunurken gerçeklerden koptuğunu belirterek, “Bu bütçe toplumun heyecanla değil, sonuçlarını endişeyle beklediği bir bütçedir” dedi.
Konuşmasına Mevlâna’dan bir alıntıyla başlayan Kaya, bütçe görüşmeleri boyunca iktidar sıralarından yapılan savunmaların büyük laflara dayandığını ancak milletin hayatına dokunan bir karşılığının olmadığını söyledi. Genel Kurul’da sıkça dile getirilen “bu bütçede milletin hayır duası var”, “bu bütçenin ruhu var” gibi ifadeleri hatırlatan Kaya, bu söylemlerin sahadaki gerçeklerle örtüşmediğini vurguladı.
Kaya, bütçenin içeriğine dair değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
“Bütçeyi konuşmak Türkiye’yi konuşmaktır. Meselelere bütüncül bakmak demektir. Ancak bu bütçe, toplumun ‘sıkıntılarımızdan kurtulabilecek miyiz’ diye değil, ‘en azından mevcut koşulları koruyabilecek miyiz’ diye kaygıyla takip ettiği bir bütçedir. Heyecan uyandırmayan, umut vermeyen bir bütçeden söz ediyoruz.”
Reel Ekonomi, Üretim ve Emek Bütçede Yok
Bütçenin ana omurgasını reel ekonomi, üretim, yatırım, istihdam ve ihracatın oluşturması gerektiğini belirten Kaya, rakamların bu alanlarda ciddi bir karşılık sunmadığını söyledi. Asgari ücretlilerin ve emeklilerin durumuna dikkat çeken Kaya, milyonlarca vatandaşın açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdiğini hatırlatarak şöyle konuştu:
“Artık temel ücrete dönüşmüş, çalışanların yüzde 50’den fazlasının mahkûm edildiği asgari ücret bu bütçenin neresinde? Açlık sınırının altında bir gelirle hayatını sürdürmeye çalışan milyonlar varken, bu bütçede hayır duası olduğunu iddia etmek nasıl bir akıl tutulmasıdır?”
“Bu bütçe prosedürü tamamlama bütçesidir”
2026 bütçesindeki açık ve faiz giderlerine de dikkat çeken Kaya, rakamların bütçenin gerçek karakterini açıkça ortaya koyduğunu ifade etti. 2025 yılında 2 trilyon 53 milyar lira faiz ödemesi yapılacağını, 2026’da ise faiz giderinin 2 trilyon 742 milyar liraya çıkacağını hatırlatan Kaya, bütçe açığının da 2 trilyon 712 milyar lira olduğunu belirtti.
“Bu rakamlar ortadayken bu bütçenin millete huzur getireceğini söylemek mümkün değildir. Millet kemer sıkmaya devam ederken, faiz çevreleri daha fazla zenginleşmektedir. Bu bütçe değişim ve onarım bütçesi değil, sadece prosedürü tamamlama bütçesidir.”
“Hangi ekonomik bağımsızlıktan söz ediyorsunuz?”
Konuşmasında ekonomik bağımsızlık iddialarını da eleştiren Kaya, bankacılık sektöründeki yabancı sermaye payına dikkat çekti. Türkiye’de 67 bankanın 22’sinin yabancı sermayeli olduğunu ve mevduat içindeki paylarının yüzde 25’e ulaştığını ifade eden Kaya, şu değerlendirmeyi yaptı:
“En küçük bir söylentinin bile ekonomik dengeleri altüst edebildiği bir ortamda hangi bağımsızlıktan bahsediyoruz? Bu ekonomiyle kime kaynak aktarılıyor, bunu milletin görmesi gerekiyor.”
Savunma sanayi üzerinden hamaset eleştirisi
Savunma sanayi bütçesi görüşmelerine de değinen Kaya, elde edilen kazanımları küçümsemeden, bu alandaki başarıların geçmişi yok sayılarak sahiplenilmesini eleştirdi. Özdemir Bayraktar’ın yıllar süren mücadelesini hatırlatan Kaya, “Sonuçların havasını atarak hamaset yapmak kimseye yakışmaz” dedi.
Konuşmasında savunma sanayii üzerinden yapılan siyasal övünmelere de sert sözlerle itiraz eden Kaya, iktidar sıralarından dile getirilen “20 yıl önce savunma sanayi mi vardı?” yaklaşımını kibir ve tarih bilmezlik olarak niteledi. Türkiye’de savunma sanayiinin geçmişinin yok sayılmasını eleştiren Kaya, bu bakış açısının küresel güçlerin zihniyetine benzediğini vurguladı.
“20 yıl önce savunma sanayi mi vardı diyen arkadaşlar oldu. Bu ne güven patlamasıdır arkadaşlar. Bu ne kibirdir? Size Amerika’nın kibri bulaştı arkadaşlar, bundan bir an önce kurtulun. 1492’de keşfedildiği hâlde, kendisinden önce 15 asır gibi bir zaman yaşandığı hâlde bugün ABD dünyanın başlangıç noktasını 1492 gibi görüyor. Sanki kendisinden önce yaşam yokmuş gibi davranıyor. Siz de aynı kibrin tuzağına düşüyorsunuz, yapmayın.”
Kaya, siyaset dilinin hamasetle değil, hakikat ve emek bilinciyle kurulması gerektiğini belirterek, geçmişi yok sayan her yaklaşımın bugünü de sağlıklı okuyamayacağını ifade etti.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ