Adalet Susarak Gelmez, Örgütlenerek Kazanılır
Daha iyi bir dünya, daha yaşanılabilir bir ülke istiyoruz.
Bu cümle artık bir temenni değil, bir zorunluluktur. Çünkü yaşadığımız düzen; adaletsizliği normalleştiren, hukuku güçlülerin elinde bir sopaya dönüştüren, yoksulluğu kader gibi sunan bir düzendir. Böyle bir düzende “iyi niyet” yetmez, “beklemek” çözüm değildir.
Hak, hukuk ve adalet kendiliğinden ortaya çıkmaz.
Tarihte hiçbir hak, mücadele edilmeden kazanılmadı. Ne emeğin hakkı, ne inanç özgürlüğü, ne eşit yurttaşlık… Hepsi örgütlü mücadelelerin sonucudur. Bugün yaşadığımız sorunların temelinde de örgütsüzlük, dağınıklık ve yalnızlaştırma politikaları yatıyor.
Toplum bilinçli biçimde parçalanıyor.
Emekçi emekçiye, yoksul yoksula, inanç inanca, kimlik kimliğe karşı kışkırtılıyor. Bu kaos ortamında adalet talebi bastırılıyor, hukuk keyfileştiriliyor. İnsanlar “zaten bir şey değişmez” noktasına sürükleniyor. İşte tam da bu noktada örgütlenme, bir tercih değil, tarihsel bir sorumluluk haline geliyor.
Örgütlenmek; sadece bir çatı altında toplanmak değildir.
Örgütlenmek, haksızlığa karşı birlikte durabilmek, yanlışta ısrar edenlere karşı hesap sorabilmek, suskunluğa mahkûm edilenlerin sesi olabilmektir. Örgütlenmek, korkunun panzehiridir. Çünkü yalnız kalan korkar, örgütlü olan cesaretlenir.
Bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz şey; güçlü, şeffaf, halktan yana bir örgütlülüktür. Kişisel hesapların, koltuk sevdalarının, dar çıkarların değil; ortak aklın ve ortak mücadelenin hâkim olduğu bir birliktelik… Hak mücadelesi, vitrin süsü değil; bedel ödemeyi göze alanların yoludur.
Şunu artık açıkça söylemek zorundayız:
Adalet, susanların değil; konuşanların, direnenlerin ve örgütlenenlerin kazanımıdır. Hukuk, güçlülerin lütfu değil; halkın ısrarlı talebiyle işlerlik kazanır. Daha yaşanılabilir bir ülke, ancak hak, hukuk ve adalet mücadelesini büyütenlerin omuzlarında yükselecek.
Bugün atılacak her örgütlü adım, yarının adaletli toplumunun temel taşıdır.
Ya bu karanlığı birlikte dağıtacağız ya da dağıtılmasına seyirci kalacağız. Başka bir yol yok.
Baki Düzgün
Hak-Der Genel Başkanı