Mesele iç cephe bütünlüğü değil; İktidar için AYRIŞMA!
Sıra bizde, İsrail bize saldıracak aman iç cepheyi sağlamlaştıralım derken meselenin iç cephe olmadığı ‘bir kez daha seçilmek’ hatta ‘sonsuza kadar’ iktidarda kalabilmek için kayyum atamalarıyla ‘ayrışma, kutuplaşma’ya sonuna kadar devam edilmek istendiği…
Bu konuda İBB Başkanı aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak Ekrem İmamoğlu’nun tüm liderlerden istediği randevu talebine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin reddetmesinden anlaşılmıştır. Elbette Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un İmamoğlu’nun randevu talebine kayıtsız kalması göz ardı edilmemeli.
Oysa bir anda ‘barış elçiliğine’ soyunan Devlet Bahçeli önce DEM’lilerin elini sıkmış sonra en ileri bir ifadeyle terör elebaşı Abdullah Öcalan ‘umut hakkı’ndan yararlansın, gelsin Meclis DEM grubunda konuşsun demişti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Salı grup konuşmasında ‘’sözümün arkasındayım, umut hakkından yararlansın’’ diyen Bahçeli, ‘’Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır. Silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızdır’’ diyor!
Tamam Sayın Bahçeli sözünüzün arkasında durun Öcalan’a ‘umut hakkı’ verin, konuştuğunuz kürsüde konuşturun, Kürtlerle kucaklaşma esassa; görevden alınan belediye başkanları Öcalan’dan daha fazla mı teröristler, onlar kucaklaşılması gerekenler değil midir…
Bahçeli diyor ki ‘’siyasette uzlaşmak ortak yararımızdır’’ o halde 16 milyonluk İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun randevusunu ‘’siyasetini tasvip etmiyorum’’ diyerek reddetmek nedir? Abdullah Öcalan’ı tasvip edip, Ekrem İmamoğlu’nu tasvip etmiyorum da neyin nesi! Uzlaşmaktan kastınız yanınızda olanlar, sizi hedefe götürecek olanlar mıdır; ortak yarardan kastınız iktidarınızın devamı mıdır?
Yoksa ülkenin barış içinde kardeşliği, bir arada ortak yaşamı mıdır?
Bin yıllık kardeşliğimizi pekiştirmeliyiz ama seçilmiş belediye başkanlarını görevden almalıyız, İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşmem; bu mudur, kardeşlik!
Devlet Bahçeli’nin bugünkü grup konuşmasını dikkatle bakın içinde öyle çelişkiler, öyle tenakuzlar var ki, bunu ancak Bahçeli yapar!
Bahçeli ‘’Kürtler başka, terör örgütü başkadır. Kürtler kardeşimizdir. DEM Parti kararını derhal netleştirmeli. Nerede durduğu muammasını açıklığa kavuşturmalı.’’ Yani ey DEM Parti bir an önce kararını ver ya bizim yanımıza gel, bize destek ver ‘terör örgütü’ olmaktan kurtul ya da karşımızda durarak terör örgüt olmaya devam et diyor! Terör örgütü olmak veya olmamanın ölçüsü iktidarın yanında olmaya veya karşısında durmaya bağlı!
Bahçeli ‘’Öcalan İmralı’da yatıyor. Meclis’te zaten 57 gölgesi var. TBMM Türk milletinin kalbidir. Peki İmralı adası neresidir? İmralı adası Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz mi olmadı? Terörist başının TBMM DEM Parti Grubu’na gelmesine itiraz ediyorlar da İmralı’da kalmasına neden tepki göstermiyorlar.’’
Bu cümleler geçekten anlaşılır değil. TBMM DEM Parti Grubuna gelmesine itiraz ediyorlar da İmralı’da kalmasına neden tepki göstermiyorlar; En iyi Bahçeli biliyor ki, Öcalan İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet cezası almış bir mahkum olarak cezasını çekiyor. İmralı Türk toprağı, TBMM’de Türk Milletinin kalbi, İmralı’da yatacağına TBMM’ye gelsin demek biraz karışık bir hali değil mi? Öcalan TBMM’ye gelmesi gerekirken ‘kazara’mı İmralı’ya gönderildi!
Bahçeli’nin bir başka enteresan cümlesi ‘’Osmanlı yerel kültürleri ve etnik toplulukları nasıl bir arada tutup barış ve sükûnet ortamı tesis etmişse ecdadımızın ayak izlerini takip ederek aynısı yaşanabilecektir.’’
Erdoğan’ın bir zamanlar Osmanlı döneminde Lazistan, Kürdistan vardı dediği gibi mi? Osmanlı’nın ‘Muhtariyet’ verdiği gibi; çok kimlikli, çok kültürlü bir yapıyla mı ayak izleri takip edilecek? Cumhuriyetin uluslaşma sürecinden, üniter devlet yapısından vaz geçilerek mi ‘yerel kültürleri ve etnik toplulukları’ bir arada tutacaksınız!
Ve nihayet ‘iç cephe’yi sıklaştıralım, ‘terör sorununu’ çözelimin esas amacının Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesi olduğu anlaşıldı!
O kadar ki geçmişte, ‘Balda tuz olmaz, bir tek senden cumhurbaşkanı olmaz’ dediği Erdoğan için ‘’Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru bir tercih değil midir?’’ Bunun için anayasa değiştirilmelidir diyor Devlet Bahçeli!
Erdoğan ve Bahçeli iktidarının yeni oyun planı, yol haritası Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesini sağlayacak yeni bir anayasa için yanlarına Öcalan’la birlikte DEM ve Kürtler gelirse terörist değil, yanlarına gelip sürece katkı vermeyenlerin ‘terörist’ olarak ilan edileceği anlaşılmıştır!
Siyasette uzlaşma ama İstanbul halkının 3 kez seçtiği belediye başkanı aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu ile değil.
İktidarın ‘büyük’ oyun planı hala anlaşılmadıysa, diyecek bir şey yok!