Mahkum Edilen Sadece Bir Kişi Mi?
“MAHKUM EDİLEN SADECE BİR KİŞİ Mİ?…”
Bazı insanlar bir hata yapar, bedelini öder.
Ama bazıları vardır ki; bir hata bile yapmaz, yalnızca orada bulunmuştur.
Yalnızca “DOĞRU BİLDİĞİ” bir duruşun, “YANLIŞ” bir anda yaşanmışlığın gölgesinde kalır.
İşte Yakup kardeşimiz de, gençliğin verdiği saf heyecanla, “ARKADAŞ SATILMAZ” diyerek attığı bir adımın yükünü, yıllara bölünmüş hasretle ödüyor.
Yakup’un bir suçu yoktu.
Ama olay vardı.
Ortada bir firar vardı, bir tertip, bir sarmal…
Ve sustukça büyüyen, konuşuldukça boğaz düğümleyen bir adalet çarpıklığı…
Demir kapıların ardında sayılarla anılan bir kaderin içinde yaşıyor şimdi.
Ama aslında içeride olan yalnızca o değil…
Her görüş günü kalbi parçalansa da dimdik duran bir eş,
Babasıyla bir sabah kahvaltısı yapmayı bile hayal edemeyen üç evlat,
Sessizce dua eden bir anne,
İçindeki isyanı yutan üç kardeş…
Cezaevi duvarlarının ardında sadece bir beden tutulur belki,
Ama dışarda binlerce duygu, binlerce özlem zincire vurulur.
Asıl mahkumiyet; adaletsizliğe uğramış bir ruhun, hak etmediği acıya sabretmek zorunda kalmasıdır.
Asıl ceza; hiçbir suçu olmadığı halde, baba sesine, koca sıcaklığına, evlat gülüşüne uzaktan bakanların yüreğindedir.
Toplum “KADER MAHKUMU” deyip geçer.
Ama bilmez ki, bazıları kendi kaderini seçmemiştir.
Kader, bazen başkasının tercihinin altında kalır.
Bazen bir susuş, bazen bir yanlış dostluk, insanın alnına mühür gibi vurulur.
Ve işin en acı tarafı şu ki:
İçerde olan, zamanı sayar…
Dışarda kalan, kalbini.
Ama ne zaman ki adalet gerçekten tecelli eder…
O zaman sadece YAKUP değil, bir ömür boyunca bekleyen o ailenin her ferdi özgürleşir.
Çünkü mahkumiyet, yalnız duvarlar arasında değil,
Anlaşılmayan hikayelerde, görmezden gelinen adaletsizlikte saklıdır.
Ve unutmayalım:
BİR İNSANIN İŞLEMEDİĞİ BİR SUÇ YÜZÜNDEN ÖMRÜNDEN ALINAN HER GÜN, TOPLUMUN VİCDANINDAN EKSİLEN BİR GÜNDÜR.
Allah; tüm masumlara sabır, tüm adaletsizliklere ise bir gün hakikatin güneşini nasip etsin.
Ve içeridekilerden önce, dışarıda yüreği yananlara merhamet versin.
Kalın sağlıcakla
Selahattin Çelik