Yeni Yol Grubu İzmir Milletvekili Mustafa Bilici’den MSB bütçesine çarpıcı eleştiri: “5. nesil uçak yoksa güvenlik de yoktur”

TBMM Genel Kurulu’nda 2026 yılı Milli Savunma Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında Yeni Yol Grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, küresel krizlerin ortasında Türkiye’nin savunma politikalarının daha planlı, şeffaf ve caydırıcı bir mimariyle yönetilmesi gerektiğini söyledi. Konuşmasına Genel Kurul’u ve ekran başında bütçe görüşmelerini takip eden vatandaşları selamlayarak başlayan Bilici, Türkiye’nin yakın coğrafyasında artan istikrarsızlıkların güvenlik politikalarını doğrudan etkilediğini vurguladı.

“TÜRKİYE EŞZAMANLI KRİZLERİN MERKEZİNDE”

Ortadoğu’da İsrail’in saldırılarının sürdüğünü, Suriye’deki belirsizliğin devam ettiğini belirten Bilici, Türkiye’nin aynı zamanda “Terörsüz Türkiye” sürecini yürüttüğünü hatırlattı. Rusya–Ukrayna savaşının Karadeniz’in güvenliğinden tahıl koridorlarına kadar geniş bir alanı tehdit eder hâle geldiğini ifade etti.

MSB BÜTÇESİ 2026’DA 822,9 MİLYAR TL

Bilici, iktidarın 2025 yılında 623,9 milyar TL olan MSB bütçesini yüzde 32 artışla 822,9 milyar TL’ye çıkarmak istediğini söyledi. Savunma ve iç güvenlik için ayrılan toplam bütçenin de 2026’da 2,15 trilyon TL’ye yükseldiğini aktaran Bilici, ABD Başkanı Trump’ın NATO müttefiklerine yönelik “kendi savunmanıza kendiniz bakın” mesajının bu artışların küresel konjonktüre uygun olduğunu gösterdiğini ifade etti.

“MODERN SAVAŞ HAVADA KAZANILIYOR – BİZDE 5. NESİL UÇAK YOK”

Mustafa Bilici, günümüz savaşlarının hava gücüne bağlı olduğunu belirterek F-35 ve muadili 5. nesil uçaklara sahip olunmamasının Türkiye için ciddi bir güvenlik açığı yarattığını söyledi. İsrail F-35’lerinin Tahran’a gerçekleştirdiği uzun menzilli operasyonları hatırlatan Bilici, İran’ın balistik füzeleri ve Demir Kubbe’nin eşzamanlı savunma performansına dikkat çekti.

Bilici, bölgedeki askeri dengeleri şu sözlerle özetledi:

“İsrail’de var, Yunanistan’da var, Suudi Arabistan’a verileceği açıklandı. Rusya, Çin ve Hindistan kendi 5. nesil uçaklarına sahip. Peki ya biz?”

Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasının stratejik sonuçlar doğurduğunu söyleyen Bilici, bunun S-400 alımı nedeniyle gerçekleştiğini, ancak Türkiye’nin o dönemde Patriot kullanımına izin verilmemesi nedeniyle S-400’e yöneldiğini hatırlattı.

“KAAN MOTORUNDA ABD İZNİNE BAĞLIYIZ”

Türkiye’nin kritik teknolojilerde hâlâ dışa bağımlı olduğunu söyleyen Bilici, KAAN savaş uçağının motoru için ABD izin vermediğinin ortaya çıktığını vurguladı. F-16’larda yerli mühimmat entegrasyonuna izin verilmediğini, Eurofighter alımında ise Avrupa konsorsiyumuna bağımlılık oluştuğunu ifade etti.

Bilici, “Tam bağımsızlık söylemi teknik gerçekliklerle çelişiyor” diyerek bu alandaki dış bağımlılığa dikkat çekti.

“TSK’DA LİYAKAT YERİNİ SİYASAL UYUMA BIRAKIYOR”

2025 YAŞ kararlarını değerlendiren Mustafa Bilici, TSK’da yıllardır esas alınan kıdem–liyakat–tecrübe dengesinin yerini “siyasal uyum ve sadakat” odaklı atamalara bıraktığını söyledi. Kurmay subay oranındaki düşüşün, ordunun stratejik planlama kapasitesini zayıflattığını belirtti.

“TÜRKİYE’DEN SATILAN SİLAHLAR ÇATIŞMA BÖLGELERİNDE ORTAYA ÇIKIYOR”

Uluslararası raporlarda Türkiye’den BAE’ye satılan bazı zırhlı araç ve mühimmatların Libya ve Sudan’da yeniden ortaya çıktığını ifade eden Bilici, bunun Türkiye’yi ambargo ihlali iddialarıyla karşı karşıya bıraktığını söyledi. Daha etkin bir denetim mekanizması kurulması gerektiğini vurguladı.

“GATA VE ASKERİ HASTANELER ORDUNUN SAĞLIK DAMARIDIR”

Bilici, GATA’nın ve askeri hastanelerin kapatılmasını “TSK’nın sağlık damarının kesilmesi” olarak niteleyerek bu kurumların modernize edilerek tekrar orduya kazandırılmasının şart olduğunu söyledi.

“GÜÇLÜ ORDU: GÜÇLÜ BÜTÇE + TEKNOLOJİ + LİYAKAT”

Konuşmasını savunma politikalarının temel taşlarını hatırlatarak bitiren Mustafa Bilici, bütçenin ancak teknolojiye yatırım, liyakat esaslı terfi sistemi ve kurumsal yapının güçlendirilmesiyle anlam kazanacağını ifade etti.

Bilici, “Dileğimiz, bu bütçenin Türkiye’nin savunmasını güçlendiren bir dönemin başlangıcı olmasıdır” diyerek sözlerini tamamladı.