RTÜK ve CKD’den Sert Uyarı: Medya, Kadına Şiddeti Reyting Malzemesi Yapmaktan Vazgeçmeli!

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) iş birliğiyle düzenlenen “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu” başlıklı çalıştayın sonuç raporu yayımlandı. Raporda, medya kuruluşlarının reyting uğruna kadın mağduriyetini istismar ettiği açıkça vurgulanırken, özellikle gündüz kuşağı programlarına yönelik çok sert eleştiriler yer aldı.
“Şiddeti meşrulaştıran ekranlar, toplumu çürütüyor”
CKD Genel Başkanı Tülin Oygür, çalıştayda yaptığı açıklamada, “Kadına yönelik şiddet medyamızda var. Toplum izliyor, reyting geliyor. Bu döngüden kurtulmamız gerekiyor” diyerek medya kuruluşlarını açıkça suçladı. Raporda yer alan değerlendirmelerde, ticari kaygılar ve reyting hesaplarının kamu yararının önüne geçtiği, kadın bedeninin ve yaşadığı acıların ekranlarda birer ‘reyting aracı’na dönüştüğü net şekilde ifade edildi.
RTÜK Başkanı Şahin’den sert çağrı: “Kırmızı çizgimiz!”
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise medya temsilcilerine yönelik yaptığı uyarıda, “Kendi çocuklarınıza ya da ailenize izletmeyeceğiniz içerikleri, lütfen toplumun önüne koymayın. Kadına yönelik şiddet bizim için kırmızı çizgidir” dedi. Şahin, medya kuruluşlarına toplumun dönüştürücü gücü olan kadınları sadece ‘mağdur’ ya da ‘suçlu’ gibi indirgemeci rollerde sunmaktan vazgeçmeleri çağrısında bulundu.
“Kadın sadece kurban değil, toplumun öznesidir”
Raporda, medyanın Anadolu kadınının üretici, mücadeleci, dönüştürücü kimliğini yok saydığı ve kadınları sadece zayıf, çaresiz figürler olarak yansıttığı belirtildi. Bu bakış açısının, toplumu karamsarlığa sürüklediği ve kadına yönelik şiddeti olağanlaştırdığı ifade edildi.
Uzmanlar uyardı: Medya şiddeti yeniden üretiyor
Sürekli olarak şiddet içeriklerinin ekrana taşınmasının toplumda “kırık cam teorisi” etkisi yarattığına dikkat çekilen raporda, bu durumun şiddeti meşrulaştırdığı ve yeni vakaların önünü açtığı belirtildi. Kadın bedeninin metalaştırılması, en sert eleştirilerden biri olarak öne çıktı.
Dijital mecralara da denetim şart!
Raporda dijital medya platformlarının da kontrolsüz şiddet içerikleriyle sorumsuzca yayın yaptığı vurgulanarak, bu alanda daha güçlü bir denetim sisteminin kurulması gerektiği belirtildi. RTÜK’ün mevcut yaptırımlarının yetersiz kaldığı ifade edilirken, medya kuruluşlarına sorumluluklarını hatırlatan “çözüm odaklı, güçlendirici yayın dili” çağrısı yapıldı.
Özetle: Artık yeter! Medya, kadına şiddeti değil, kadının gücünü ekranlara taşımalı!