Jeotermal yatırımlara ‘stratejik’ talep
Dünyanın önde gelen jeotermal ülkelerinden olan Türkiye’nin, bu alanda keşfi yapılmış kaynak potansiyelinin sadece yüzde 11’ini kullanabildiğine işaret eden JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, sektör olarak jeotermal enerji yatırımlarının stratejik yatırım teşviği kapsamına alınmasını talep ettiklerini belirtti.
2012 yılında mevzuata giren Stratejik Yatırım tanımlamasının, ülkenin ihtiyaç duyduğu ve net ithalatçı olduğu ürünlerin yerli kaynaklar ile üretilmesinin önünü açtığını söyleyen Kındap, bugüne kadar son derece verimli şekilde işleyen ve muazzam eserlerin ülkeye kazandırılmasında kritik işlev yüklenen ‘stratejik yatırım’ tanımlamasına jeotermal enerji yatırımlarının da dâhil edilmesini talep etti.
“Bastığımız her yerin altında bulunan, kaynağın tamamı bizde olan, dışa bağımlılığı olmayan, ülkemizin her yerinde var olan ve Türk halkının ortak refahına hizmet eden daha yerli ve daha milli bir enerji kaynağımız bulunmuyor.” diyen Kındap, jeotermal enerji kaynaklarının, diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında süreklilik ve arz bakımından kesintisiz ve güvenilir olduğunu belirterek, dünyadaki değişen dengeler açısından sıklıkla altı çizilen bu kavramların, ülkemizde yaygın olarak bulunan temiz bir kaynak ile karşılanabilmesinin büyük bir şans olduğunu söyledi.
Petrol aramak için yapılan sondaj ile teknik açıdan farkı olmayan jeotermal sondajlarda tüm finansal yük ve riskin yatırımcının üzerinde olduğunu anımsatan Kındap, bu yatırımlarının stratejik yatırım kapsamına alınarak teşvik edilmesi ile diğer yenilenebilir kaynaklara göre çok daha yüksek olan yatırım maliyetlerin bir nebze iyileştirilebileceğine dikkat çekti.
“TÜRKİYE ENERJİ İHRACATÇISI ÜLKE KONUMUNA YÜKSELEBİLİR”
Öte yandan Türkiye’de halen 1700 Megavat (MW) seviyesinde olan jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu gücünün, birkaç yıl içerisinde 5 bin MW seviyesine taşınmasının mümkün olduğuna vurgu yapan JED Başkanı Ali Kındap, bu santrallerin mevsim koşullarından etkilenmeden 7 gün 24 saat baz yük konumunda temiz enerji ürettiğini hatırlatarak, Türkiye’de faaliyet gösteren 63 jeotermal elektrik santralinin dünyada kabul gören en çevreci üretim teknolojilerine sahip olduğunu sözlerine ekledi.