Topluma örnek olması gereken siyasetçiler bugün heybelerinde öyle yükler taşıyor ki, insanın aklı almıyor.
Yükte ağır, pahada büyük…
Daireler, arsalar, milyonluk transferler, vakıf maskesi altında dönen servet oyunları, belediyelerde dönen komisyon ağları…

Ve biz soruyoruz:
“Bu serveti nereden buldunuz?”

Bu kadar net, bu kadar haklı bir soruya verilen cevap ise arsızlığın kitabına geçecek türden:
“Siz bu soruları sorarak CHP’nin iktidara yürüyüşünü engelliyorsunuz.”

Hayır efendiler!
CHP’nin iktidara yürüyüşünü engelleyen, bu sorular değil;
bu soruların sorulmasına sebep olan sizsiniz.

Örnek mi istiyorsunuz? Buyurun:

– Cebinde 10 lirası olmayan belediye başkanları, koltuktan kalktıklarında milyonluk gayrimenkullerin sahibi nasıl oluyor?
– Maaşıyla açıklanamayacak zenginliğe kavuşan siyasetçiler, servetini açıklamak yerine vatandaşı suçlamaya nasıl cüret ediyor?
– Aracılık, komisyon, rüşvet iddialarıyla gazetelere manşet olanlar, hâlâ parti içinde “saygın yönetici” diye nasıl korunuyor?
– İtirafçı bir işadamının “Benim arabalarımı kullanıyorsunuz, parasını bile ödemediniz.” sözleri tüm ülkenin gözünün önündeyken, bu rezaletin üstü nasıl örtülüyor?
– Belediyelerde dönen ihale oyunları, akrabaların yükselişi, siyaset-yandaş ticareti üçgeni… Bunları kim unutturabilir?

Bu soruların her biri, parti içindeki çürümüş yapının fotoğrafıdır.
Şimdi kalkmışlar hâlâ utanmadan, sıkılmadan “Bu eleştiriler CHP’ye zarar veriyor.” diyorlar.

Yanlış!
CHP’ye zarar veren eleştiriler değil;
o eleştirilerin işaret ettiği kir, pislik, rüşvet, servet ilişkileridir.

Hafta Sonu Kurultayı: Aklama – Paklama – Meşrulaştırma Töreni

Bu hafta sonu yapılacak kurultay, ne yazık ki değişim kongresi değil,
“suçları meşrulaştırma kongresi” olma yolunda ilerliyor.

– Rüşvet iddiaları konuşulmasın diye üstü örtülenler, kurultayda aklanmaya hazırlanıyor.
– Servetini açıklayamayanlar, “parti içi dayanışma” diye korunacak.
– Belediyelerde dönen çarkları kuranlar, yine alkışlanacak.
– Kirli iddiaları gündeme getirenler ise hain ilan edilecek.

Yani bu kurultay, bir siyasi partinin geleceğini belirlemekten çok,
kirli bir dönemin üzerini örtme operasyonuna dönüşmüş durumda.

Oysa toplum ne istiyor?
Çok basit: Temiz siyaset, sağlam duruş, hesap verebilirlik.

Ama kurultay salonunda duyacağımız şey büyük ihtimalle şu olacak:
“Birlik olalım, iktidara yürüyelim.”
Peki birlik kimin etrafında?
Rüşvetin mi?
Komisyon çarkının mı?
Servet sahiplerinin mi?

Halk Görüyor, Not Ediyor, Unutmuyor

Bu millet artık gözünün önünde dönen rezaleti görüyor.
Sorgulayanları suçlayan, hırsızı koruyan, zengini aklayan siyasetçilerin dönemi bitiyor.
Heybelerini dolduranlar şimdi korkuyor, çünkü “nereden buldunuz?” sorusu duvar gibi karşılarına dikiliyor.

Ve bilsinler ki:
Bu soruyu soranlar CHP’nin önünü kesmiyor;
CHP’yi kirden, pislikten, çürümeden kurtarıyor.

Asıl engel, soru soran değil, hesap vermekten kaçandır.

Baki Düzgün

Hak-Der Genel Başkanı