Çandır Köyü Direniyor, Peki Ya Diğerleri?

Sivas / Koyulhisar – Sisorta Bölgesi
✍️ Çetin Oruçgüney | Eylem Gazetesi – Özel Haber

Sivas’ın Koyulhisar ilçesine bağlı Çandır Köyü, doğal yaşamı, su kaynaklarını ve gelecek nesillerin sağlığını tehdit eden siyanürlü atık havuzu projesine karşı kararlı bir direniş sergiliyor. Bölgede yapılması planlanan bu atık havuzu yalnızca Çandır Köyü’nü değil, Aksu Köyü, Kaletepe ve çevredeki diğer havara köylerini de doğrudan etkileme riski taşıyor.

☣️ Tehlikenin Adı: Siyanürlü Atık Havuzu

Projeye göre, bölgede altın ve kurşun madeni işletmesi kapsamında kullanılacak siyanürlü atık havuzu, yüzlerce dönümlük doğal alanı kimyasal atık riski altına sokacak. Yerel halk ve uzmanlar, siyanürün yalnızca toprağı değil, yer altı ve yüzey sularını da kalıcı şekilde kirleteceğini vurguluyor.

Mevcut bilimsel verilere göre, bu tür havuzlardan sızan atıkların tarım ürünlerini, hayvancılığı ve içme suyu kaynaklarını kirlettiği, çevre felaketlerine neden olduğu biliniyor. Özellikle Melet Irmağı kıyısındaki Ordu’nun Mesudiye ilçesinde hâlihazırda faaliyet gösteren benzer bir atık havuzu, ırmakta canlı yaşamını büyük oranda yok etmiş durumda. Aynı senaryo, şimdi Sivas’ın Çandır Köyü’nde sahnelenmek isteniyor.

‍♂️ “Bana Ne” Demek, Zehri Kabul Etmektir

Her ne kadar Çandır Köyü büyük bir mücadele örneği sergilese de, çevre köylerden gelen desteğin sınırlı olması dikkat çekiyor. Bazı köy sakinlerinin “Bizim köye uzak”, “Ben karışmam” gibi tepkileri, köy halkının hayal kırıklığı yaşamasına neden oluyor.

Oysa ki uzmanlar ve çevre aktivistleri, bu tür çevresel tehditlerin yalnızca yapıldığı alanda değil, tüm havzanın ekosistemini etkilediğini belirtiyor. Bugün sessiz kalınan bu proje, yarın bölgedeki içme suyu kaynaklarını, tarım ürünlerini ve hayvanların sağlığını doğrudan tehdit edebilir.

Mustafa Adıgüzel: “Bu Mücadele Hepimizin”

Çevre konusunda duyarlılığıyla bilinen milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, konuyu hem TBMM gündemine taşımış hem de sahada köylülerle birlikte durarak destek vermiş durumda. Adıgüzel, altın ve kurşun madenleriyle birlikte gelen siyanür riskinin sadece ekolojik değil, aynı zamanda toplumsal bir tehdit olduğunu vurguluyor:

“Çandır yalnız değil. Bu, hepimizin ortak mücadelesi. Yaşanabilir bir doğa, çocuklarımıza bırakacağımız en büyük mirastır.”

Siyasi ve Toplumsal Dayanışma Büyüyor

Çandır Köyü’ndeki direniş, yalnızca bireysel bir tepki değil. Yerel halkın önderliğinde yükselen bu hareket, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin de dikkatini çekti. Bu bağlamda, Aydınlık Geleceğin Partisi’nden yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Çandır halkının yanında duruyoruz. Bu yalnızca bir çevre değil, aynı zamanda bir varoluş ve vicdan mücadelesidir. Hiç kimsenin suyunun, toprağının siyanürle zehirlenmesine izin vermeyeceğiz.”

Halkın Çağrısı: Sessiz Kalmayın!

Çandır halkı, çevre köylere ve Türkiye kamuoyuna açık çağrıda bulunuyor:
“Bugün sessiz kalırsak, yarın hep birlikte zehir soluyacağız. Gelin, doğamıza, suyumuza, yaşamımıza birlikte sahip çıkalım.”

Bu mücadele, sadece bir köyün değil, bir bölgenin kaderini belirleyecek kadar önemli.
Toprağa ve suya sahip çıkmak, geleceğe sahip çıkmaktır.

Eylem Gazetesi olarak, Çandır Köyü’nün haklı direnişini takip etmeye, halkın sesi olmaya devam edeceğiz.