“Bir ülkede basın özgürlüğü yoksa demokrasi de yoktur”

“Bir ülkede basın özgürlüğü yoksa demokrasi de yoktur”
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
  • Türkoğlu, Türkiye’de basın özgürlüğünün fiilen askıya alındığını ve 24 Temmuz’un bu nedenle sadece kutlama değil, aynı zamanda “hakikatle yüzleşme günü” olması gerektiğini vurguladı.

  • Gazetecilerin gözaltına alınması, televizyon kanallarına ekran karartma ve para cezalarının sistematik hale gelmesi gibi uygulamaları örnek gösterdi.


RTÜK’e Yönelik Sert Soru Önergesi

Soru önergesinde RTÜK’ün uygulamalarına dair şu sorular yöneltildi:

REKLAM ALANI

1. Tarafsızlık Tartışması

  • RTÜK’ün özellikle muhalif kanallara (Sözcü TV, Halk TV, TELE 1 gibi) yönelik cezalarının somut gerekçeleri nedir?

  • Siyasi yönlendirme olup olmadığı ve cezaların “hukuka mı, talimata mı dayandığı” sorgulandı.

2. Yargı Kararlarının Göz Ardı Edilmesi

  • Mahkemelerce iptal edilen cezalara rağmen, aynı yayıncılara tekrar tekrar ceza verilmesi “hukuk devleti” ilkesine aykırı mıdır?

3. Uluslararası Yükümlülükler

  • Avrupa Konseyi, AGİT ve AİHM gibi kurumların eleştirilerine hükümetin yaklaşımı nedir?

  • RTÜK’ün bağımsız bir yapıya sahip olup olmadığı ve kararlarında siyasi etkilerin rolü soruldu.

4. Basın Özgürlüğü Endeksleri ve Yayıncıların Kapanması

  • Türkiye’nin basın özgürlüğü endekslerinde neden gerilediği,

  • Son 5 yılda RTÜK cezaları nedeniyle yayıncılığı bırakmak zorunda kalan medya kuruluşlarının sayısı da açıklanması istenen konular arasında.


Geniş Etki ve Sonuç

Bu önerge, sadece RTÜK’ün değil, aynı zamanda Türkiye’deki ifade ve basın özgürlüğü ortamının tamamının sorgulandığı ciddi bir girişim. Uluslararası hukuk ve demokrasinin temel ilkeleri çerçevesinde, kamuoyunun haber alma hakkının korunup korunmadığı üzerine kapsamlı bir tartışma açılmasını amaçlıyor.

İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk TÜRKOĞLU:

BİR ÜLKEDE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOKSA DEMOKRASİ DE YOKTUR!

-İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, 24 Temmuz “Basında Sansürün Kaldırılışı”nın yıl dönümünde Meclis’e dikkat çeken bir soru önergesi verdi.

Türkiye’de basında sansürün dolaylı, hatta yine doğrudan devam ettiğini, bu nedenle de 24 Temmuz’ların her yıl “Basın Özgürlüğü ve Dayanışma Günü” olarak kutlandığına değinen İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, “Hatta bu yıl basın özgürlüğü ülkemizde fiilen askıya alındığına dair, gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklanması,  ekranların karartılması, basın kuruluşlarına para cezalarının arka arkaya yağdırılması gibi demokrasi dışı uygulamaları da maalesef yaşadık ve yaşıyoruz” dedi.
Türkoğlu, RTÜK’ün özellikle eleştirel yayın yapan televizyon kanallarına yönelik cezalandırıcı uygulamaları başta olmak üzere, TBMM’ye çarpıcı bir soru önergesi sundu.
Türkoğlu’nun önergesinde, RTÜK’ün tarafsızlığını yitirdiği, muhalif basının sistematik biçimde hedef alındığı ve yargı kararlarına rağmen cezaların sürdürülmesinin “basın özgürlüğüne açık müdahale” anlamı taşıdığı vurgulandı.

RTÜK KARARLARI HUKUKA MI, TALİMATA MI DAYANIYOR?
Önergede yer alan ilk sorularda RTÜK’ün özellikle Sözcü TV, Halk TV ve TELE 1 gibi muhalif kanallara yönelik verdiği idari para cezaları ve yayın durdurma kararlarının dayanağı şu sorularla sorgulandı:
“Bu cezaların verilmesinde hangi somut ve nesnel gerekçeler esas alınmıştır?”
“İfade ve basın özgürlüğü sınırları içinde kalan yayınlar neden cezalandırılmaktadır?”

CEZALARDA SİYASİ AYRIM MI VAR?
Milletvekili Türkoğlu’nun önergesinde, cezaların siyasi eğilimlere göre dağılımı da şu ifadelerle gündeme taşındı:
“2023 ve 2024’te RTÜK tarafından ceza uygulanan kanalların siyasi dağılımı nedir?”
“Muhalif kanallara mı daha çok ceza verilmiştir? Bu veriler kamuoyuyla paylaşılacak mıdır?”
Önerge, RTÜK’ün bağımsızlığının zedelendiği yönündeki uluslararası eleştirileri de şu şekilde gündeme getirdi:
“RTÜK üyelerinin siyasi temsili dikkate alındığında, tarafsız bir yapıya sahip midir?”
“Kurul kararlarında siyasi yönlendirme veya tavsiye etkisi söz konusu mudur?”

YARGI KARARLARI NEDEN HİÇE SAYILIYOR?
RTÜK’ün verdiği bazı cezaların idare mahkemelerince iptal edilmesine rağmen aynı yayıncılara benzer cezaların tekrar tekrar verilmesi de önergeye şöyle yansıdı:
“Yargı kararlarına rağmen cezaların devam ettirilmesi hukuk devleti ilkesini zedeliyor mu?”
“RTÜK yargı kararlarına neden uymuyor?”
Türkoğlu, RTÜK’ün Avrupa Konseyi, AGİT ve AİHM gibi kurumlar tarafından yıllardır eleştirildiğine de şu sorularla dikkat çekti:
“Uluslararası yükümlülüklerin ihlali söz konusu mudur?”
“Hükümet bu eleştirileri dikkate almakta mıdır?”

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GERİLEMESİ DEMOKRASİ İÇİN ALARM VERİYOR
İYİ Parti’li Türkoğlu, Türkiye’nin uluslararası basın özgürlüğü endekslerinde alt sıralarda yer aldığını hatırlatarak şu çarpıcı soruyu yöneltti:
“Basın özgürlüğünü güçlendirmek için hükümetin kısa, orta ve uzun vadeli bir planı var mı?”
Türkoğlu ayrıca, son beş yılda RTÜK kararları nedeniyle yayıncılığı bırakmak zorunda kalan, el değiştiren ya da iflas eden medya kuruluşlarının sayısının da açıklanmasını istedi.
Selçuk Türkoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bir ülkede basın özgürlüğü yoksa demokrasi de yoktur! İktidarın özellikle RTÜK vasıtasıyla son dönemdeki tutumu, bağımsız medya kuruluşlarını sindirme ve halkın haber alma hakkını engelleme girişimidir. 24 Temmuz artık sadece bir ‘Dayanışma Günü’ değil, aynı zamanda bu hakikatle yüzleşme günüdür.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ