Bahriye Üçok’tan Bugüne: “Bir Arpa Boyu” Mücadelenin İzinde

Bahriye Üçok’tan Bugüne: “Bir Arpa Boyu” Mücadelenin İzinde
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

29 Ekim Kadınları Derneği, aydınlanma mücadelemizin simge isimlerinden, İslam Tarihçisi Doç. Dr. Bahriye Üçok’un katledilişinin yıl dönümünde bir açıklama yayımladı. Derneğin Genel Başkanı Şenal Sarıhan, Bursa Kurucu Başkanı Sultan Yurdunal ve Bursa Şube Başkanı Emine Sinan imzalı açıklamada, Bahriye Üçok’un laiklik ve demokrasi mücadelesine dikkat çekildi ve günümüz koşullarında bu mücadelenin öneminin daha da arttığı vurgulandı.


 Aydın Cinayetlerinden Bugüne

Dernek açıklamasında, Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan aydın cinayetlerine dikkat çekildi.

  • 31 Ocak 1990’da Prof. Muammer Aksoy’un,

    REKLAM ALANI
  • 07 Mart 1990’da Gazeteci Çetin Emeç’in,

  • 04 Eylül 1990’da İlahiyatçı Yazar Turan Dursun’un,

  • 06 Ekim 1990’da ise Bahriye Üçok’un katledildiği hatırlatıldı.

Bu cinayetlerin, “aydınlanma mücadelesi veren bireyleri ve toplulukları hedef aldığı” ifade edilirken, sonrasında yaşanan Maraş, Çorum, Sivas-Madımak, Suruç, Ankara Garı ve Merasim Sokak katliamları ile yüzlerce yurttaşın yaşamını yitirdiği anımsatıldı. Açıklamada, “Ne yazık ki bu cinayetlerin arkasındaki örgütlerin ve destekçilerinin tamamı hâlâ tam olarak ortaya çıkarılabilmiş değildir” denildi.


 Laiklik ve Demokrasi Vurgusu

Açıklamada, Bahriye Üçok’un temsil ettiği mücadelenin temelinde laiklik ve demokrasi olduğu hatırlatıldı.

“Laiklik, demokrasinin temel taşıdır. Laiklik güçlendikçe demokrasi gelişir, demokrasi tahrip oldukça gericilik güçlenir. Laiklik, ümmet anlayışını yurttaşlığa dönüştüren, ortaçağ ilişkilerinden ve kulluktan arınmayı sağlayan bir devrim sorunudur.”

Bu bağlamda, 1921’de çıkarılan Hıyanet-i Vataniye Kanunu hatırlatıldı. Kanunda “dini ve mukaddesatı siyasi amaçlarla kullanan cemiyetlerin hain-i vatan” sayıldığı, ancak bu düzenlemenin 1991’de yürürlükten kaldırıldığı belirtildi. Açıklamada, günümüzde laiklik ilkesinin yalnızca dolaylı koruma altında olduğu ve bunun yeterli olmadığı özellikle vurgulandı.


 Kadın Hakları ve Günümüzün Tehlikeleri

29 Ekim Kadınları Derneği, özellikle kadın haklarının dinci bir bakış açısıyla geriye çekilmek istendiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:

  • Tarikatların ve dini örgütlenmelerin toplumsal yaşamda giderek daha belirleyici hâle geldiği,

  • Kadınların kazanılmış haklarının törpülendiği,

  • Aydınlanma mücadelesinin geriye düşürüldüğü,

belirtildi. Açıklamada, “Laikliğin, tüm toplum için ama özellikle kadınlar için yaşamsal bir değer taşıdığı” vurgulandı.


 Mücadele Sözü: “Ekilen Her Tohum Güneşe Doğru Boy Verecek”

Bahriye Üçok’un “Benim yaşamım mücadeledir” sözünü hatırlatan açıklamada, dernek yöneticileri duygusal bir mesajla şunları ifade etti:

“Bugün üzgün ve mahcubuz. Laikliğin ve demokrasinin ağır tehditlerle karşı karşıya olduğu günlerdeyiz. Kazanımlarımızı tırpanlamak isteyenlere karşı yılgın değiliz. Biz ve bizden sonrakiler, insanlık lehine olan her kazanımı korumak ve geliştirmek görevimizin bilincindeyiz.

Ekilen her tohumun mutlaka güneşe doğru boy vereceğine inancımız tamdır. Bahriye Üçok’un anısı önünde saygıyla eğiliyor, savunduğu değerlerin yol göstericiliğine yürekten inanıyoruz.”


29 Ekim Kadınları Derneği, Bahriye Üçok’un ve diğer aydınlanma şehitlerinin bıraktığı mirasın, laik ve demokratik bir Türkiye için yol gösterici olduğunun altını çizdi. Açıklamada, “Bir arpa boyu dahi geri adım atmadan mücadeleye devam edeceğiz” mesajı verildi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ