“KOBİ’leri Döviz Baskısına Mahkûm Etmek Değil, İhracatla Korumak Devletin Görevidir”

“KOBİ’leri Döviz Baskısına Mahkûm Etmek Değil, İhracatla Korumak Devletin Görevidir”
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

ANASİAD Başkanı Hakan Birkan’dan Ekonomiye Sert ve Stratejik Uyarılar…

Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Genel Başkanı Hakan Birkan, Libya’dan gelen üst düzey iş dünyası heyeti ile yapılan temasların ardından Türkiye ekonomisinin mevcut risk alanlarını ve yerli üreticinin karşı karşıya kaldığı sistemsel sorunları hedef alan kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Birkan, açıklamasında özellikle KOBİ’lere yönelik döviz bazlı maliyet artışlarının kontrol altına alınması, üretim ekonomisinin yeniden inşası ve liyakat eksikliğinin yarattığı kurumsal çöküşe sert ifadelerle dikkat çekti.

“KOBİ’leri Döviz Kıskacına Sıkıştırmak Ekonomi Yönetiminin Stratejik Körlüğüdür”

Birkan, Türkiye’de özellikle son yıllarda artan döviz bazlı girdilerin KOBİ’ler üzerinde “taşınamaz bir maliyet yükü” oluşturduğunu vurguladı. Bunun yalnızca finansal bir sorundan ibaret olmadığını, doğrudan ülkenin üretim kapasitesini daraltan, ihracat gücünü törpüleyen ve istihdamı tehdit eden bir yapısal problem olduğunun altını çizdi.

REKLAM ALANI

Birkan şöyle konuştu:
“KOBİ’leri döviz bazlı maliyet baskısının altında ezmek, ülkenin üretim omurgasını kırmaktır. Strateji net olmalı: KOBİ’ye döviz yükü değil, ihracat odaklı bir koruma kalkanı sağlanmalıdır. Rekabet gücü olmayan bir üretim ekonomisinin ayakta kalması mümkün değildir.”

“Liyakat Yerine Sadakat Ekonominin Altını Oyuyor”

Ekonomi yönetimi kadrolarının niteliğine yönelik eleştirilerini sertleştiren Birkan, Türkiye ekonomi bürokrasisinin son yıllarda liyakat kaybı nedeniyle yatırımcı güvenini tazeleyemediğini belirtti.

“Liyakat yerine sadakatin hâkim olduğu kadrolarla yatırımcı ikna edilemez. Ekonomi, alkışla değil, akılla yönetilir. Türkiye’nin kalkınma rotası, kişisel sadakat ilişkilerine değil, kurumsal yetkinliklere emanet edilmelidir.”
ifadeleri, iş dünyası ve siyaset çevrelerinde dikkat çekici bir çıkış olarak değerlendirildi.

“Türkiye Üretmeden Büyüyemez: Devlet Kasası Gerçek Üreticiye Açılmalı”

Hakan Birkan, üretimi öncelemeyen ekonomik modellere ağır eleştiriler getirerek Türkiye’nin kalkınma hızının ancak doğrudan üretime yapılacak yatırımlarla artırılabileceğini vurguladı.

Şu ifadeler dikkat çekti:
“Türkiye üretmeden büyüyemez. Devletin kasası sadece ithalat lobilerine değil, Anadolu’daki gerçek üreticilere de açılmalı. Sermaye değil, zeka ve cesaret desteklenmeli. Üreten toplum, tüketen ekonomileri değil; kendi geleceğini inşa eder.”

Libya Temasları: “Dış Politika Ekonomik Katma Değere Dönüştürülmeli”

Birkan, ANASİAD’ın Libya temaslarının çok boyutlu bir ekonomik vizyon taşıdığını ifade ederek Libya Emaar Fuarlar ve Serbest Pazarlar Şirketi İcra Kurulu Başkanı Fuad Misbah Abdullah Alawwam ile yapılan görüşmelerde tarım, tekstil, inşaat, sanayi ve lojistik ekseninde stratejik iş birliği fırsatlarının masaya yatırıldığını belirtti.

ANASİAD heyetinin ayrıca Libya İstanbul Başkonsolosu Salahedden Faraj Mohamed Alkasah ile yaptığı görüşmenin, iki ülke arasındaki ekonomik entegrasyon sürecinin “yeni bir ivme kazanmasına” yönelik güçlü bir adım olduğu bildirildi.

Birkan, buna ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yerli kalkınmanın yolu, dış politikayı ekonomik kazanıma dönüştürmekten geçer. Libya ile başlattığımız temaslar kısa sürede somut sonuçlar verecek. ANASİAD olarak önümüzdeki süreçte Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türk Cumhuriyetleri’nde kapsamlı atılımlar gerçekleştirmeye kararlıyız.”

Ekonomik Yol Haritası: Sert Uyarılar – Somut Çözümler

Birkan, açıklamasını yalnızca eleştirilerle sınırlamayarak mevcut ekonomi yönetimine yönelik somut politika önerilerini de paylaştı:

Yerli üreticinin üzerindeki vergi, enerji ve girdi yükleri acilen hafifletilmeli.
Krediye erişimdeki keyfi bürokratik engeller kaldırılmalı, faiz baskısı yeniden yapılandırılmalı.
Tarım ve sanayide stratejik teşvik değil, doğrudan ve sürdürülebilir destek modeli hayata geçirilmeli.
KOBİ’lere ihracat odaklı sigorta ve koruma mekanizmaları sunulmalı.
Teknoparklar ve Ar-Ge merkezleri siyasi sadakatle değil, bilimsel ölçütlerle yönetilmeli.

“Günü Değil, Geleceği Planlayan Bir İrade Gerekli”

Birkan, açıklamasının finalinde Türkiye’nin yaşadığı ekonomik türbülansın kader olmadığını, ancak doğru irade ortaya konmadığı sürece risklerin büyüyeceğini vurgulayan sert bir mesajla konuşmasını noktaladı:

“Krizi fırsata çevirmek için günü değil, geleceği planlayan bir irade şart. ANASİAD olarak bu iradenin oluşması için hem sahada hem masada mücadelemizi sürdüreceğiz.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ