2,3 DAHA FAZLA VİETNAM…
Gençliğimin en sevdiğim ve onurlandığım sloganıdır“Ho Ho Ho şi min /iki ,üç daha fazla Vietnam “ 1968’lerde tüm dünyada tüm protestolarda en çok haykırılan slogan. Önce Fransa’ya daha sonra Amerika’ya kafa tutan Vietnam’ın Ulusal Kurtuluş savaşı, tüm dünyada anti emperyalist mücadelenin simgesine dönüşür. Vietnam ulusunun kahramanı Ho Chi Minh yani Vietnamlıların “ Ho Amcası” ise Che Guevara ile birlikte dönemin en önemli lideri olur.
Yeni dönem ,yeni bir Emperyalizm çağına tanıklık ediyor.Bunun adresi tabiki ABD ve işbirlikçi siyonist çete devleti. Trump’ın ikinci başkanlık döneminde önemli bir revizyondan geçti. Obama yönetiminden bu yana Çin’den kaynaklanan dış tehdit önceliğine dayanan strateji, artık, anavatan ve Amerika kıtası (esas olarak Latin Amerika) üzerinde odaklandı , Venezuela’nın kuşatma stratejisi bunun açık örneği. ABD’de Trump’ın hedeflediği göçmenler büyük ölçüde Latin Amerikalıdır, Bunlar ya ülkelerine geri gönderilmekte, yada El Salvador zindanların da çürümektedir.
Öte yandan ABD’nin Latin Amerika’daki “solcu” rejimlere karşı hoşgörülü olmadığı da iyi bilinir. . Bu örneği, sonraki yıllarda Arjantin ve Brezilya’nın da askerî rejimler altında neoliberal politikalara geçişi izledi.
ABD bölgede uyuşturucu taşıdıkları gerekçesiyle, Karayipler de balıkçı teknelerini vurmakta, Gerçekten de bu yaşananlar uyuşturucu kaçakçılığına karşı ABD’nin müdahalesi mi? Yoksa Caracas ‘a doğrudan bir mesaj mı veriliyor.
Sosyalist Allende’ye karşı Şili’deki 1973 darbesi, ayrıca, Latin Amerika’yı neoliberalizme taşımanın ilk örneği olarak da kullanıldı. Bu örneği, sonraki yıllarda Arjantin ve Brezilya’nın da askerî rejimler altında neoliberal politikalara geçişi izledi. Bu örneklere 1999’da da dünyanın en zengin ham petrol kaynaklarına sahip olan Venezuela’da 1999’da solcu Chavez’in seçilmesinin ABD de yaşanışan tedirginlik ve Küba ile birlikte Latin amerikada solcu rejimleri yayılmasının korkusu sardı.
Trump açıkladı ki CIA’yı Venezuela’da gizli bir operasyon üstlenmek için görevlendirmiştir. ABD liderliğinde yürütülen rejim değiştirme operasyonları Latin Amerika’da hukuk sistemleri üzerinden sürdürülen sivil darbeler ile yürütüldü. Doğrudan ABD işgaliyle gerçekleşecek ilk örnek Venezuela mı olacak?
Kısacası emperyalizm, dünyada kaynağının aslında kendisi olduğu sorunları bir de ‘çözen taraf’ olarak hegemonyasını pekiştirmeye devam ediyor. ABD’nin adı darbeler, komplolar, suikastlar ve provokasyonlarla anılan ve bu konudaki ‘en tecrübeli’ saldırı örgütü CIA, Maduro’ya veya hükümetine karşı tek taraflı ölümcül gizli eylemlerde bulunmayı göze alıyor.
Neden Venezuela?
Venezuela, siyasi ve toplumsal hafızası yüzyıllarca süren İspanyol sömürge yönetimi ve bağımsızlık mücadelesiyle şekillenmiş bir ülke. Amerika’nın bağımsızlık mücadelesine önderlik eden Simon Bolivar’ın adı bugün hala bu topraklarda siyasal kimliğin merkezinde duruyor. Bolivarcı Venezuela’yı emperyalizmin hedef tahtasına oturtan bir diğer özelliği ise, zengin yeraltı kaynakları ve bu kaynakları büyük petrol devleri için değil, kendi halkının çıkarları için kullanmak istemesiydi.
ABD’deki neo-con akım bu stratejiyi “Ne pahasına olursa olsun 21’inci yüzyıl Amerikan yüzyılı olacaktır” sloganı ile ifade etti. Buradaki “ne pahasına olursa olsun” ifadesi, gerektiğinde silahlı müdahale seçeneğini de içeriyordu.
İşte ne pahası formülünün nedeni, Enerji kaynaklarını kapitalist sisteme entegre etmek ve Latin Amerika’daki bağımsızlık eğilimlerini bastırmak. Venezuela ayrıca, ABD’de her iki parti tarafından da hedef haline getirilen istisnai bir vaka olarak öne çıkıyor. Chavez sonrası dönemde de Maduro iktidarıyla birlikte Venezuela’nın ABD karşıtı tutumu da, ABD’nin saldırgan politikaları da olduğu gibi devam etti. ABD’nin, Maduro döneminde de devam eden bu faaliyetlere yanıtı ise ağır yaptırımlar uygulamak oldu. Chavez’in ölümünden sonra iktidara gelen Maduro, ABD’nin ekonomik yaptırımları, petrol ambargosu ve diplomatik baskılarıyla karşı karşıya kaldı.
Venezuela’ya yönelik aralıksız saldırılar, son dönemde Trump’la birlikte yeni bir evreye taşındı. Trump, ikinci kez başkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana , kendini bir barış elçisi konumuna oturması ise ilginçti .Ne yazıkki Nobel barış ödülü ise siyasi taktik olarak Venezuela lı muhalif lider Machado verildi .Machado, Bolivarcılık ve Chavez’e karşı konumlandırıyor. Kendini ‘liberal’ olarak tanımlıyor, serbest piyasayı, özelleştirmeleri ve yabancı yatırımları savunuyor.
Madura, chavez sonrası tartışmalı bir siyasetçi olabilir, onu tasniflemek farfklı görüşleride kendince soluklandırmak kendi başına doğrulardır. ABD yanlısı politikalarını açıkça savunan muhalefte karşılık, Madura hükümetini ısrarlı şekilde eleştiren diğer sol partileri göz ardı etmemek lazım.
Bu tartışmalar arasında kimse, ABD müdahalesini destekleme, Maduro’nun iktidardan inmesi taleplerinde bulunmuyor.
Olası bir savaş, tüm bölgeyi kaosa sürükleyecek; emperyalist müdahaleye yoğun bir halk muhalefeti olacak. Milyonlarca sığınmacı, Panama Kanalı’ndan ve zaten çete şiddeti, yoksulluk ve rekor düzeyde eşitsizlik eliyle harap edilmiş olan Orta Amerika ülkelerinden geçmek üzere Venezuela’yı terk edecek. Aynı zamanda, Trump’ın sosyalizme yönelik Nazivari saldırısı, grevlerde yaşanan yükselişin gösterdiği gibi, gitgide daha cüretkar hale gelen ABD işçi sınıfını hedef alıyor.
ABD ‘nin bölgedeki bu saldırgan tutumu, sadece Venezuela’ya yönelik değildir; tüm Latin Amerika halklarına, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren tüm ülkeleredir.Ve bunu tüm dünya ya meşru gösterme çabası, ilerde işgal ve saldırının da dünya ya örnek kıldırmak istemesidir.
Karayipler’deki bu güç gösterisinin yalnızca Venezuela ile sınırlı olmadığını, ABD nüfuzu ile Çin-Rusya etkisi arasındaki daha geniş bir çatışmanın parçası olduğu gerçeği önemlidir. .Emperyalist merkezler, yıllardır Venezuela halkının bağımsızlık ve egemenliğini hedef almış ve bunun için her türlü aracı devreye sokmuş, kapsamlı bir saldırı politikası yürütmüştür.
Hiçbir emperyalist gücün başka bir ülkenin iç işlerine karışması, siyasi iradesini ve toplumsal tercihlerini zor yoluyla değiştirmeye kalkması meşru değildir.
Emperyalist kuşatmaya karşın, 68 ruhunun değerleri birleşir ve düş olmaktan çıkabilir, yine tekrarla;
2,3 daha fazla Vietnam…