Kadına Yönelik Şiddet Olgusu Tarihe Karışmalıdır!

Kadına Yönelik Şiddet Olgusu Tarihe Karışmalıdır!
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Cumhuriyet Kadınları Derneği Osmangazi Şubesi 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Etkinliği

“Kadınlar Üretim İlişkileri İçinde Yerini Buldukça, Kadına Yönelik Şiddet Olgusu Tarihe Karışacaktır!”

Cumhuriyet Kadınları Derneği Osmangazi Şubesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde, kadına yönelik şiddetle mücadelenin toplumsal ve ekonomik temellerini ele alarak önemli bir mesaj verdi. Dernek Başkanı Sevim Erol’un öncülüğünde gerçekleştirilen etkinlik, kadına yönelik şiddetin yalnızca bir şiddet biçimi olmadığını, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, ekonomik bağımsızlık eksikliğinin ve kapitalist sistemin bir sonucu olduğunu vurguladı.

Kadına Yönelik Şiddetin Kökleri ve Toplumsal Eşitsizlik

Sevim Erol’un açılış konuşmasında, kadına yönelik şiddetin, tarihsel ve sınıfsal kadın-erkek eşitsizliği üzerine inşa edilen bir olgu olduğunu belirtti. Erol, şiddetin bir insanlık suçu olarak kabul edildiğini ancak çözümünün sadece yasal düzenlemelerle sınırlı kalamayacağını vurguladı. “En kusursuz yasalarla bile kadına yönelik şiddetin tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir, çünkü sorunun kökü, kadının üretim ilişkilerinde yerini alamamış olması ve buna bağlı olarak toplumsal güç alanlarından dışlanmış olmasıdır,” dedi.

REKLAM ALANI

Erol, kadının ekonomik bağımsızlık kazanmasının ve üretim ilişkilerine katılmasının, şiddetin ve eşitsizliğin ortadan kalkmasının temel şartı olduğunu dile getirdi. Kadınların üretim alanlarında etkin olamaması nedeniyle maruz kaldığı şiddetin, toplumsal eşitsizlik ve cinsiyet ayrımcılığının bir yansıması olduğunu vurguladı.

Kadınların Üretimdeki Yerinin Yeniden İnşası

Cumhuriyet Kadınları Derneği, kadına yönelik şiddetle mücadelenin en güçlü temelinin kadınların üretimdeki yerini yeniden inşa etmek olduğunu savunuyor. Erol, kadınların yalnızca ev içinde değil, toplumsal ve ekonomik alanda da aktif birer birey olarak yer almalarının, kadına yönelik şiddetin önlenmesinin önündeki en büyük engel olacağına inandıklarını söyledi.

“Kadının üretim ilişkilerine dahil olması, onun eşit haklarla toplumsal yaşamın her alanında yer alması, ekonomik bağımsızlık kazanması, aynı zamanda şiddetin ve sömürünün son bulması demektir,” diyen Erol, bu mücadelenin sadece kadının değil, tüm toplumun çıkarına olduğunu ifade etti. Ayrıca, kadına yönelik şiddetle mücadelede ekonominin gücünün önemini vurgulayan Erol, kapitalist sistemin, kadınları metaya dönüştürerek şiddet ve sömürüye açık hale getirdiğini söyledi.

Üretim Devrimi: Kadının Kurtuluşu İçin Yeni Bir Dönem Başlatmak

Cumhuriyet Kadınları Derneği Osmangazi Şubesi’nin 25 Kasım etkinliğinde, Türkiye’nin kurtuluşunun üretim devriminden geçtiğine vurgu yapıldı. Bu devrim, yalnızca erkek egemenliğindeki toplum düzeninin dönüşmesi değil, aynı zamanda kadınların eğitime ve istihdama erişiminin sağlanması, onların ekonomik bağımsızlık kazanmasının da temelini oluşturacaktır.

Erol, Türkiye’nin zorluklar içinde olduğu bu dönemde, üretim devrimini gerçekleştirebilmenin, kadınların toplumsal hayatta eşit birer birey olarak yer alması için atılacak en büyük adım olduğunu söyledi. “Kadının kurtuluşu ile Türkiye’nin kurtuluşu birbirini tamamlayan bir süreçtir. Türk kadını, bu devrime hazırdır,” diyerek, kadınların eşitlik, özgürlük ve güvenlik taleplerinin, Türkiye’nin ilerlemesi ve kalkınması için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti.

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Toplumsal Sorumluluk

Cumhuriyet Kadınları Derneği, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinliğiyle, kadınların yalnızca şiddete karşı değil, toplumsal eşitsizliklere ve ekonomik adaletsizliklere karşı da mücadelesini sürdürmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Kadınların her alanda eşit haklarla var olabilmesi için yapılması gerekenler sadece yasal düzenlemelerle sınırlı değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınların ekonomik bağımsızlık kazanması ve üretim ilişkilerine dahil olmalarıyla mümkün olacaktır.

Kadına yönelik şiddetle mücadelenin, toplumsal değişimin ve eşitliğin sağlanmasının bir yolu olduğuna inanan Cumhuriyet Kadınları Derneği, bu mücadelenin toplumsal bir sorumluluk olduğunu belirterek, kadınların haklarını savunmaya devam edeceğini vurguladı. Etkinlik, kadınların toplumsal eşitlik mücadelesine olan kararlılıklarını pekiştirirken, herkesi bu mücadelede daha aktif rol almaya çağırdı.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ