BİR SECCADENİN ÖRTTÜĞÜ HAYAT…

Selahattin Çelik

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ

Bir adam tanıdım…
Adı Rıza TAMER.
Sanatçıydı… Ama afişlerde, sahnelerde aramayın onu. O, sokağın, duvarların, taşların arasında kendi sahnesini kurmuş bir yürekti. Enstrümanı boynunda, yüreği avucunda gezerdi.

Hayat, ona süslü vitrinler sunmamış. O da sokaklara tutunmuş.
O Bir dilenci değildi, bir arayıcıydı belki de; yitirilmiş insanlığı, unutulmuş merhameti arayanlardan…

Bir kış günü anlatıyor:
“Üstüm başım sırılsıklam, ayaklarım donmuş. İçimdeki alkolün sıcaklığı bile yetersizdi. Uyuyacak bir yer aradım. Camiler genelde kapalı olurdu geceleri, ama biri açıktı…
Girdim. Bir köşeye kıvrıldım. Ne dua edecek halim vardı, ne de dermanım. Uyumuşum.”

MOBİL REKLAM ALANI

Ve sabah…
Uyandığında üstüne bir seccade örtülmüş.
Soğuk betonun üzerinde değil artık; merhametin, insanlığın sıcaklığıyla örtülüydü.
O seccadeyi oraya seren, caminin imamıydı.
Adını bile bilmediği, ama yüreğini hiç unutamayacağı o adam.

“Oysa,” diyordu, “başka camilerde kovuldum. Kiminin gözü yukarıdaydı ama yüreği yoktu.
‘Burası Allah’ın evi’ derdim onlara, ‘O halde neden kuluna kapalı?’ Cevap veremezlerdi.”

O imam, sadece bir seccade sermemişti onun üstüne.
İçine düşen karanlığı da örtmüştü biraz.
Sonra ayaklarının yaralarını tedavi etti.
Sıcak çorba getirdi.

Ama en önemlisi; inancını, kırık dökük bir adamın kalbine yeniden dokudu.

İşte bazıları vardır, cübbesiyle yargılar, makamıyla uzaklaştırır.

Bazılarıysa sessizce eğilir, bir seccadeyle sarar yaranı.
Biri din adına korku salar, diğeri inancın sıcaklığını fısıldar.

Rıza TAMER’in hikayesi, sadece bir adamın değil; bizim toplumun vicdanına tutulmuş bir aynadır.
Ve o aynada, kimimiz bir seccade oluruz; kimimiz bir kapı kilidi…

Ama unutmayın, Allah’ın evi duvarla değil, yürekle kurulur.
Ve gerçek ibadet, bazen sadece bir insanı kovmamakla başlar.

Bu, Rıza TAMER’in başından geçen onca hikayeden sadece biri…
Bir seccadenin örttüğü utanç, bir çorba kâsesinin ısıttığı vicdan ve bir insanın içinde yeniden yeşeren inanç…
Ama bu sadece bir başlangıç.

Diğer içler acısı anıları, gecelere sığmayan uykusuzlukları, sokak lambalarının altında titreyen sessizlikleri…
Hepsine bir bir dokunacağım.
Yüreğime dokunan her bir öyküyü, kalemimle ilmek ilmek işleyeceğim.

Kitabımın bir bölümünde, bu hayatlara ışık tutacağım.
Belki birileri okur da, sokakta karşılaştığı bir çalgıcının, bir dilencinin ya da sadece yürüyen bir yüreğin gözlerine bir kez daha bakar.
Ve anlar…
Her insanın ardında bir hikâye, her sessizliğin içinde bir çığlık vardır.

Rıza TAMER’in hikayesi, bu çığlığın sesi olsun…
Ve bizler, bu sesi duyanlardan olalım.

Kalın sağlıcakla..

Selahattin Çelik.

YAZARIN SON YAZILARI
BİR SECCADENİN ÖRTTÜĞÜ HAYAT… - 24 Kasım 2025 15:16
Mahkum Edilen Sadece Bir Kişi Mi? - 13 Eylül 2025 21:41
ÖNYARGI !.. - 4 Eylül 2025 20:37
BİR NEFESLİK HAYAT.. - 22 Ağustos 2025 20:52
Adam olmak mı? Adamı olmak mı? - 14 Ağustos 2025 23:19
İsmini yazsan daha dürüst olurdu.! - 7 Ağustos 2025 23:43
Kül olan sadece ağaçlar mı? - 31 Temmuz 2025 20:56
DOĞA UNUTMAZ!.. - 27 Temmuz 2025 17:25
MERHABA!.. - 25 Temmuz 2025 22:54
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ