“Önceliğimiz Ekonomi, Üretim ve Toplumsal Huzur Olmalı”

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Alpaslan Yıldız’dan Net Mesaj: “Önceliğimiz Ekonomi, Üretim ve Toplumsal Huzur Olmalı”
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Alpaslan Yıldız, Türkiye’nin içinden geçtiği zorlu süreçte yapılması gerekenler konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Yıldız, iktidar ve muhalefet ayrımı gözetmeksizin tüm siyasi aktörleri siyasi polemikleri bir kenara bırakmaya ve ülkenin gerçek gündemlerine odaklanmaya çağırdı.
“Gelecek nesillerin yükünü değil, umudunu büyütelim”
Yıldız, özellikle ekonomik darboğaz, eğitimde fırsat eşitsizliği, adalete duyulan güvenin zedelenmesi ve gençlerin gelecek kaygısına dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Türkiye’nin en büyük önceliği; ekonomi, üretim, istihdam, eğitim, adalet ve toplumsal huzur olmalıdır. Bu temel meseleler çözülmeden atılan her adım eksik kalacaktır. Halkımızın gündeminde olan bu konulara kulak vermek, siyaset kurumunun temel görevidir.”
“Siyasi kavgalarla zaman kaybetme lüksümüz yok”
Alpaslan Yıldız açıklamasında, kutuplaştırıcı ve gerilim dolu siyasi atmosferin artık Türkiye’ye zarar verdiğini belirtti. Toplumsal barışın yeniden inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti:
“İktidarıyla ve muhalefetiyle hepimize düşen görev; siyasi polemiklerden uzak durarak, gelecek nesillere daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye bırakmak olmalıdır. Ülkenin kaynaklarını, zamanını ve enerjisini kısır çekişmelere değil, çözüm üretmeye harcamalıyız.”
“Yarının Türkiye’si için bugün sorumluluk alma zamanı”
Gelecek Partisi olarak bu süreçte ülkenin temel problemlerine dair akılcı, kapsayıcı ve sürdürülebilir politikalar üretmeye devam ettiklerini ifade eden Yıldız, toplumun tüm kesimlerine çağrıda bulunarak ortak akılda buluşma vurgusu yaptı:
“Bugünü kurtarmak için değil, yarını inşa etmek için siyaset yapıyoruz. Hep birlikte, adaletli, üretken ve huzurlu bir Türkiye’yi mümkün kılabiliriz. Şimdi sorumluluk alma zamanı.”
Alpaslan Yıldız’ın bu açıklamaları, siyasette yumuşama ve ortak paydada buluşma arayışının daha da önem kazandığı bir dönemde uzlaştırıcı bir duruş olarak yorumlandı.