Röportaj: Mehmet Dalar ile PKK Terör Örgütü ve Ülke Gündemi Üzerine

Sayın Mehmet Dalar, Mardin kökenli bir siyasetçi ve bürokrat olarak, Türkiye’nin en genç milletvekili adaylarından biri olmasıyla tanınıyor. Ekim 2024’ten bu yana yakından takip ettiğimiz, görüş ve düşüncelerine büyük önem verdiğimiz Sayın Dalar’a ulaşmak, gazetecilik anlamında bizim için de bir başarı oldu. Mardin’de ve Güneydoğu’da tüm halklar tarafından sevilen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda aktif görev yapan Dalar ile, PKK terör örgütünün kendini feshetme çağrısından sonra bölgedeki gelişmeleri ve geleceğe dair umutları konuştuk.
Özge Demir : Sayın Mehmet Dalar, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Mardin kökenli bir siyasetçi olarak, bölgedeki halkın sevgisini kazanmış bir isimsiniz. Kariyer yolculuğunuzdan ve şu anki görevlerinizden bahseder misiniz?
Mehmet Dalar: Mardinli bir vatandaş olarak, her zaman halkımın ve ülkemin yanında oldum. Genç yaşta milletvekili adayı olarak sorumluluk aldım ve şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda aktif görev yapıyorum. Güneydoğu’da yaşayan tüm halkların sevgi ve desteğini kazanmış olmak, benim için büyük bir onur. Sayın Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan ve bilge lider Sayın Devlet Bahçeli’ye olan bağlılığım, vatan sevgimden kaynaklanıyor. Ülkem için her zaman bedel ödemeye hazır bir duruş sergiledim.
Özge Demir : Cumhuriyetimizin 104. yılında, PKK terör örgütünün kendini feshetme çağrısı yaptığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mehmet Dalar:Cumhuriyetimizin 104 yıllık tarihinde birçok hükümet ve lider gelip geçti. Ancak, Sayın Devlet Bahçeli’nin bilge liderliği ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu sayesinde, ülkemiz hem dış güçlerin hem de içerideki nifak odaklarının tehditlerinden kurtuldu. PKK gibi, milletimizin birliğini hedef alan örgütler artık miladını doldurdu. Mezopotamya coğrafyasında silahlar demode oldu, bu örgütlerden faydalananlar büyük bir boşluğa düştü. Örgütün kendini feshetme çağrısı yaptığı günden beri, halkımızın yüzünde neşe dolu gülücükler görüyorum. Halkımız ayılmıştır ve hiçbir gücün bu bölgeye nifak tohumları ekmesine izin vermeyecektir. Bizler, sahada karşılığı olan siyasetçiler ve aktivistler olarak buna asla müsaade etmeyeceğiz.
Özge Demir : Bölgedeki halkın bu sürece tepkisi nasıl? Geleceğe dair umutlar neler?
Mehmet Dalar : Güneydoğu ve Doğu Anadolu halkı, artık nifak tohumlarına karşı uyanık. Bölge, tarih kokan her ili ve ilçesiyle, adeta 1400’lü yılların ruhunu bugüne taşıyor. Sağlık turizmi, termal turizm, kültür turizmi gibi alanlarda inanılmaz bir potansiyele sahibiz. Düşünün ki, bu coğrafyada her şey mevcut! Çok güzel bir ülkenin sahibiyiz ve bu potansiyeli hayata geçirmek için çalışıyoruz. Halkımız, birliğin ve barışın kıymetini biliyor. Bu mücadelede, Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın liderliği, ülkemizi sahte nifaklardan ve düşmanlardan arındırdı. Kendi adıma ve temsil ettiğim halkım adına, bu iki lidere canıgönülden teşekkür ediyorum.
Özge Demir : Bölgenin turizm potansiyeli hakkında neler söylersiniz? Gelecekte bu alanda neler yapılabilir?
Mehmet Dalar:Mezopotamya, tarih ve kültürün merkezi. Her ilinde, her ilçesinde tarih kokuyor. Sağlık turizmi, termal turizm ve kültür turizmi gibi alanlarda eşsiz bir zenginliğe sahibiz. Bu bölgenin, barış ve huzur ortamıyla birlikte turizmde bir cazibe merkezi olacağına inanıyorum. Artık silahların değil, dostluğun ve kalkınmanın konuşulduğu bir dönem başladı. Bizler, bu potansiyeli dünyaya tanıtmak için elimizden geleni yapacağız.
Özge Demir : Son olarak, geleceğe dair mesajınız nedir?
Mehmet Dalar:Türkiye, güçlü liderleri ve birleşmiş milletiyle her zorluğun üstesinden gelecektir. Mardin’den başlayan bu sevda, tüm Türkiye’yi kucaklayan bir birliktelikle geleceğe taşınacak. Halkımız, nifak tohumlarına karşı uyanık; barış ve huzur için mücadele ediyor. Bizler de sahada, halkımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Bu güzel ülkenin her köşesinde, tarih ve kültürle yoğrulmuş bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz.
Özge Demir : Sayın Mehmet Dalar’a bu samimi ve vizyoner açıklamaları için teşekkür ediyorum.